Kalbimin Derinliği

Antimadde ve madde evrenlerinden madde evreninin içindeki milyarlarca galaksiden Samanyolu Galaksisinin içindeki milyarlarlarca yıldız sistemi içindeki Güneş Sistemi içindeki gezegenlerden Dünya gezegeni içindeki 260 milyar canlının içindeki 7 milyar insan içindeki küçücük bir bireysin.Tüm bunların içinde de bu sıkıntıların senin başına gelme olasılığını hesaplayalım.Yukarıda yazılan her şeyin gerçekleşme olasılığı 1/1000000000000 gibi bir şey.Şimdi buna bu galaksilerin dönüş hızları ve birbirine uyguladığı çekim kuvvetini ve aynı şekilde yıldızların,gezegenlerin ve uyduların da birbirine ve evrene göre durumlarını ekleyelim.Daha sonrasında düşünelim:Tüm çektiğin sıkıntıların senin başına gelebilmesi için şimdiye kadar gerçekleşen olayları anlayabilmen için beyin,sinir sistemi,organlar ve uzuvlar gibi faktörlerinin olması gerekli.Onların olması için hücrelerin doğru bir şekilde sıralanıp DNA'nın düzgünce replikasyonu gerekli,bunun için de atomların bunları oluşturması gerekir.Fakat cansız,şuursuz olan atomlar belirli bir düzen içinde birleşip seni oluşturacak ve o yetmediği gibi de seni koruyacak olan akyuvar gibi şeyleri oluşturacak hem de belirli bir düzen içinde...Hatta bunlar da yetmez.Tüm bunların olabilmesi için evrenin oluşması gerekir.Evrenin oluşumunda ise yoktan var olan enerji düzgün şekilde patlayarak elektron ve pozitronları oluşturacak sonra bunlar da %70 elektron ve %30 pozitron şeklinde dağılıp tepkimeye girerek hidrojen atomunun atasını oluşturacak.Tabi ki o da diğer atomları.Bu da yetmezmiş gibi senin oluşabilmen için evrenin oluşumunun 15 katı kadar uzun bir zaman alan protein oluşumu şarttır.Tabiki saymadığım ve bilmediğim milyonlarca şey...Bunların hepsini olasılığa dahil ettiğimizde başına gelen şeylerin olma olasılığı 1/sonsuzdan 0 "sıfır" olacaktır.Öncelikle yaşadığın hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anlaman gerekli.Karşına ne geliyorsa hepsi senin için bir amaç uğruna geliyor. 

       Tesadüf olmadığı gibi başına gelen her şey de senin bilincinin algılamasıdır.Çünkü bir şeyi görüyorum demen için o şeyin üstüne foton düşmeli ve gözüne çarpmalı,çarptıktan sonra düzgünce kırılmalı ve sarı beneğe tam olarak düşmeli.Buradan aydınlık ortamda gelen ışık elektriksel dalga haline gelerek sinirler aracılığı ile "karanlık" yoldan beyne ters düşmeli.Ters düşen şeyi beyin kendisine göre ilgili lobda algılar ve ne gördüğünü söyler.Dikkat et görmen için aydınlık gerekli fakat beynin içi zifiri karanlık.Ayrıca gördüğün madde değil onun enerjisi ve ayrıca gördüğüm dediğin şey aslında beynin uydurması....Her şey gerçek gibi beyin bunu uyduramaz diyebilirsin fakat aklına rüyayı getirmelisin.Rüyada yaşadığın her şey de gerçek değil mi zaten?

        Buraya kadar olan kısmı derin bir şekilde araştırıp üzerine çokça tekrar ve tekrar düşünmeni istiyorum.Şimdi gelelim sana...Ben dediğin şey aslında nedir?Bilinç,zihin ve ruhtan oluşan bir beden mi?Mantıklı olabilir ama ben dediğin şeyin içinde başka şeylerin olduğunu düşündün mü?

          Örneğin bir kıyafet seçerken aklına binbir soru gelebilir.Peki bu sorular nereden geliyor ve kim soruyor?Senden isteğim hiçbir şey düşünmemeye çalışman.Sen ne kadar hiçbir şey düşünmemeye çalışırsan çalış sürekli olarak bir şeyler düşüneceksin.Bunu durduramayacaksın.Peki,sen dediğin üçlemeden oluşan bir bedendi.O zaman sen düşünmemeye çalışırken aynı zamanda düşünüyorken...Sen düşünmek istemediğin halde düşünüyorsan ve sen düşünmek istemiyorsan peki düşünen kim?

          Daha fazla zihin bulandırmak istemiyorum.Sen söyle dostum,bu kadar şeyin arasında sıkıntı çeken sen nasıl sıkıntı çekebiliyorsun.Örneğin aşk acısı çekiyorum diyorsun.Ama aşk ne bilmiyorsun.İnsan neden aşık olur bilmiyorsun.O kalbindeki boşluğu doldurduğu bilmiyorsun.En kötüsü de ne yaparsan yap mutlu olamıyorsun.Sürekli olarak bu kişi aradığım kişi bununla mutlu olurum deyip bir kaç ay veya yıl sonra her şey nasıl bitebiliyor bilmiyorsun.Hala da yeni bir insan arayışına giriyorsun.Söylesene bana daha ne kadar zaman daha umudunu insanlarda arayacaksın?

         Allah seni bırakmadı dostum.O seni çok seviyor ama sen O'nu hiç düşünmüyorsun.O'ndan daha çok değer verdiğin insanları senden alıyor ve sen o insanı benden niye aldın diye isyan ediyorsun.Oysaki farkında olsan ne olurdu.O seni üzmek istemiyor.O beni sev ki sana onları sevdireyim diyor.Sen Rabbini sevseydin o ilişkiler de harika olacaktı.Çünkü O'nun olmadığı ilişki yürümez.Sen ki beraber olduğun insanlardan bir süre sonra sıkıldın çünkü sadece beğendiğin için birlikteydin ama sen Allah ı sevip onlara baksaydın onlarda Tanrıyı görürdün.Her gördüğünde meditatif hale geçer içinde kelebekler uçardı.Dostum kendine gel artık.Kafanı kaldır...

         Yalnız hissediyorsun değil mi?İşte O seni hiç terk etmedi?Dedi ki:Kullarım beni andığında ben onlarla beraber olurum.Ah,ne güzel işte bu.sen şimdi bir başkanı görmek istesen aylar önce randevu alacaksın ve göreceğin 10 dakika olacak ve bir daha fırsat eline geçer mi bilinmez...Ama o sana diyor ki sen beni an ben senin yanında olurum.Böyle güzel bir şey mi var?Koskoca tüm alemlerin Rabbi senin için yanıyor.Bir adım atsan 10 adım atacak.Yürüsen koşarak gelecek.Sen böyle bir sevgiyi nerede gördün?Tek isteği O'nu sevmen...

           O'nun isimlerinden biri Zül Celali vel İkram..Önce Celalini gösterecek sonra İkramını verecek.Dünya'ya bu yüzden geldin.Burada acı çekebilirsin ama ikramı çok büyük olacak.O dedi ve öyle de oldu.Hem dünyada hem de diğer tarafta.O varya dostum sen sevin diye sana sevgiyi verdi.O seni senden daha çok seviyor.Seni sevdiği gibi sevdiklerini de seviyor.Sevdiklerini sevdiği gibi senin onları sevmeni de seviyor.Sen sevin diye sevdiklerini sevindiriyor.Yine sen sevin diye sevdiklerine de seni sevdiriyor...

            Ben de karşına çıktım ve bunları kalbimin derinliğinden söyledim.Gönül ister ki kafanı kaldırıp da seni seveni göresin..Seçim senin.Özde ❤ 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Varlığın Hakikati

Marcus Aurelius Düşünceler Kitabı 3. Kitap Altı Çizilenler