Azamet

Son derece sınırlı (kesitsel) algılama araçlarına (beş duyu) mahkûm insan yapısı için, çözümü en güç sırlardan olan evrenin sırrı konusunda bugüne kadar bilinebilenleri satır başlarıyla sıralamadan önce mesafelerden kısaca söz edelim.
Belli bir zaman içinde, ne kadar yol alabilme kabiliyetimizi biliyorsak, ne kadar uzaklıkta bulunan bir hedefe, hangi zaman zarfında varabileceğimizi hesaplayabiliriz.
Mesela saatte 100 kilometre ortalama hızla yol alan bir araca binersek, Ankara’ya tahmini olarak 4-5 saat içinde varırız, deriz. Bu bize Ankara’nın aracımıza göre uzaklığını kavratır. Yahut İstanbul’a 1000 kilometre uzaklıktaki bir şehri misal alıp Dünya’nın çevresi ekvatorda bunun 40 katıdır diyebilir ve bunu da göz önüne getirebiliriz. Hatta Ay’ı görüp, aramızda Dünya’nın çevresinin 10 katı kadar mesafe var da diyebiliriz. Ancak bir Güneş’i gösterip de aramızda birbuçuk milyon kilometre mesafe var, desem bu 1.5 milyon kilometrelik mesafeyi göz önüne getirebilmemiz imkânsız olur. İnsanın yapısına nispetle kavranamayacak ölçüde büyük olan birbuçuk milyon kilometrelik mesafeden ise evrensel ölçüler içinde söz etmek, etle tırnak arasındaki mesafeden söz etmek gibi kalacaktır.
Evet, evrensel ölçülere yaklaşalım. “Samanyolu”derdik eskilerde, şimdi ise “Galaksi” veya“Gökada” tâbiri kullanılıyor.
Bir galakside, Güneş ve sistemi gibi yaklaşık 400 milyar yıldız tespit edilebilmiş!.. Bu 400 milyar yıldızlık galaksimiz ise diğerleri arasında orta boy bir galaksi sayılıyor. Bunun çok daha büyükleri de mevcut. Bizim Güneş Sistemi ise bu galaksinin merkezinden yaklaşık 32.000 ışık yılı uzaklıkta.
Galaksimiz, Andromeda ve Güney üçgeni sarmalları ile daha 30 kadar galaksiyi beraberinde alarak yerel galaksiler takımını meydana getirir.
Başak kümesi ise, yerel kümeden sonra en önemli yıldız kümesidir. Başak merkez kesiminde 3.000’in üzerinde galaksi kümelenmiştir. Bu galaksilerin her birinde milyarlarca yıldız bulunduğu, bu yıldızların büyük ihtimalle uydu ve gezegenlerden oluşan büyük sistemlerin merkezi olduğu da düşünülürse, neticede aklın kolay kolay kavrayamayacağı ölçülerde bir büyüklükle karşılaşılmış olur.
Gökkürenin Ay kadar görünen bir parçasında ortalama 400 galaksi bulunduğu hesaplanmış ve bugüne kadar 1 milyar civarında galaksinin fotoğrafı çekilebilmiştir.
Şimdi bir toparlama yapalım. Hacmi Dünya’nın 1 milyon 303 bin katı olan Güneş adını verdiğimiz yıldız. Oysa bu yıldız gibi ve çoğu da bundan kat be kat büyük, 400 milyar yıldızdan oluşan galaksimiz veya eski deyişle Samanyolumuz. Ve nihayet şu ana kadar tespit edilebilmiş galaksimiz gibi 1 milyar galaksi. Evrende Dünya’nın yeri?..
Ya da bir benzetme yapmak gerekirse, Güneş’in hacmi yanında bir virüsün hacmi?..
Evet, her biri yüz milyarlarca Güneş’ten oluşan sayılabilmiş 1 milyar Samanyolu’nu kapsayan bir kâinatı vareden…
Hz. Muhammed, bu kâinatı var eden Zât’ın ismini “Allâh” kelimesiyle bildirmiş bize. Bir başkası, ya da başka dillerdeki adları ise hayli değişik. Tao’dan Nirvana’ya dek…
* * *

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalbimin Derinliği

Varlığın Hakikati

Marcus Aurelius Düşünceler Kitabı 3. Kitap Altı Çizilenler